İstanbul’da Manzara İzlemek İçin Gezilecek 17 Yer
Dünyanın en güzel şehirlerinden biri olan İstanbul’da gezebileceğiniz yerlerin sınırı yok. Eşsiz güzelliği ve kendine özgünlüğüyle İstanbul her açıdan dopdolu bir şehir. Tarihiyle, mimarisiyle, sanatıyla ve yeme içmesiyle her şeyi sunan bu şehiri farklı bir açıdan gezmek de mümkün. Bu yazımızda İstanbul’un eşsiz boğaz manzarasını izleyebileceğiniz yerleri sizler için sıraladık.
Çamlıca Tepesi
İstanbul Üsküdar’da bulunan çamlıca tepesi şehiri adeta kuş bakışı görmenizi sağlayan bir tepe. Çamlıca Tepesi, Büyük Çamlıca ve Küçük Çamlıca olarak ikiye ayrılıyor. Bu iki tepeden en popüler olanı üse Büyük Çamlıca. Büyük Çamlıca tepesinden İstanbul Boğazı ve Haliç seyredilebiliyor. Küçük Çamlıca’dan ise Adalar ve Marmara Denizi manzarası izlenebiliyor. İki bölgede de restoranlar ve kafeler mevcut. Küçük Çamlıcada ise Beltur tarafından işletilen uygun fiyatlı bir cafe/restoran da bulunuyor. İstanbul’a gelen göçmen kuşların en işlek mekanı olan Çamlıca, kuş gözlemcileri için de ideal. 24 saat açık ve girişin ücretsiz olduğu Çamlıca’da mekanlar ise genellikle 09.00 – 23.00 arası çalışıyor.
Galata Kulesi
Galata kulesi, İstanbul’un en eski ve en güzel seyir teraslarından birisidir. Dünyanın en eski kulelerinden biri olan Galata Kulesi, 528 yılında inşa edilmiştir. Gözetleme kulesi olarak inşa edilen yapıt uzun yıllar boyunca bu görevini sürdürmüştür. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte artık sadece tarihi bir anıt ve seyir terası olmuştur. İstanbul’un en önemli simgelerinden biri olan kule farklı ülkelerden milyonlarca ziyaretçisini ağırlamaktadır. 9. Katından Beltur tarafındandn işletilen restoranı ve panaromik seyir terasıyla romantik bir akşam geçirebilirsiniz. Ancak restorana gidecekseniz rezervasyon yaptırmanızda fayda var. Son olarak Kuleyi ziyaret edecekseniz beklemeye hazır olun. Sabah 09.00 – 19.00 arası ziyarete açık olan kulede saat 20.00 ile 00.30 arası restoran servisi başlıyor.
Pierre Loti Tepesi
İsmini İstanbul aşığı bir romancıdan alan tepe panaromik bir şekilde haliç manzarasını izleyebileceğiniz bir noktada. Zamanında Fransız bir subay olan Loti, bir süre İstanbul’da yaşadı. Bu dönem içerisinde Eyüpte yaşayan yazar sık sık bu tepede bulunan kahvehaneye gelerek kitabı üzerine çalışıyordu. İlk kitabı Aziyade, İstanbul’da bulunduğu sırada Aziyade isminde bir kadınla yaşadıklarını anlatır. 1913 yılında yayımlanan Can Çekişen Türkiye isimli kitabında batının politikalarını eleştirmiş I. Dünya Savaşı sonrası ise kendi ülkesini işgalcilik ile suçlamıştır. Bunlardan sonra ismi bir Caddeye daha sonrasında da sık sık uğradığı bu kıraathaneye verilir. Bu kıraathaneden dolayı da tepenin ismi Pierre Loti tepesi olarak kalmıştır. Tepede pek çok kafe ve restoran hizmet vermektedir. Ayrıca tepeye çıkarken teleferik de kullanabilirsiniz.
Süleymaniye Cami
Mimar Sinan‘ın kalfalık eserim diye adlandırdığı külliye İstanbul’a en hakim tepelerden birinde bulunmaktadır. Eminönden yokuş yukarı yürüyerek ya da laleli tarafından yürüyerek Süleymaniye’ye ulaşabilirsiniz. Tarihi yarım adanın neredeyse tam merkezinde bulunan Süleymaniye Cami‘nin külliyesinin dillere destan bir de manzarası vardır. Çevresinde kuru fasulyecileri, ve yine seyir terası olan kafeler bulunuyor. Sıcak bir İstanbul gününde adeta soğuk bir bardak su etkisi yaratan külliye İstanbul’un en güzel manzaralarından birini de sunuyor.
Sultanahmet Meydanı
Eski İstanbul’un merkezi olan Sultanahmet Meydanı‘nda hangi tarafa bakarsanız bakın inanılmaz manzaralarla karşılaşabilirsiniz. Roma döneminde hipodrom ve oyunlar için arena olarak kullanılan meydan adeta bir tarih festivali vermekte. Antik Mısır’dan gelme bir obelisk, örme bir dikilitaş ve şu an kafası bulunmayan ve şehri koruması için getirilen yılanlı sütun. Ayrıca bir tarafında Sultanahmet Camii diğer tarafında ise Ayasofya yer alan meydan inanılmaz ezanlarıyla işitsel bir ziyafet de sunuyor. Aşşağıya doğru indiğinizde ise Gülhane Parkı ya da Sarayburnuna çıkarak hemen denizle buluşabilirsiniz.
Otağtepe
İstanbul’u feth etmek isteyen Yıldırım Bayezit‘in otağını kurduğu tepe olan bölgeden Anadolu Hisarı’nın kuruluşu izlenmiştir. Ayrıca Karadeniz’den gelecek potansiyel yardımların önü kesilmek istenmiştir ancak bu deneme başarısız olmuştur. Fatih Sultan Mehmet‘in İstanbul’u Fethinde ise yine buraya otak kurulmuştur. Bu seferde planlar yapılmış Rumeli Hisarı inşa edilmiş ve boğazın kuzey hakimiyeti tamamen ele geçirilmiştir. İstanbul boğaz manzarasını en net izleyebileceğiniz noktalardan birisidir.
Yuşa Tepesi
Beykoz’da bulunan ve sahile en yakın ve en yüksek tepe olan Yuşa Tepsinin inanılmaz bir manzarası var. Manzarasının güzelliği kadar tepede ne olduğu da bir o kadar ilginç. Bir çok kültürün tapınağı ve kilisesi bu tepeye inşa edilmiş ancak depremler sebebi ile günümüze gelmemiştir. Boğazın en yüksek ve sahile en yakın tepesi olduğu için boğaza girildiğinde ilk görülen tepedir. Bu tepede Hz. Yuşa‘nın kabrinin bulunduğu düşünülmektedir. Bundan dolayı Osmanlı döneminde bir türbe inşa edilmiştir. Ardından 1755 yılında mescit eklenmiş, 1863 yılında restore edilmiştir. Türbe 09.00 – 18.00 saatleri arasında ziyaretçilerini kabul etmektedir.
Sarayburnu
İstanbul’un en eski yerleşim yerlerinden biri olan Sarayburnu, UNESCO dünya mirsı listesine eklenmiştir. Topkapı Sarayı’nın hemen eteklerinde bulunan bölgeden hem boğazı hem de Maramara denizini seyredebilirsiniz. Sarayburnu Deniz ve haliçi birbirinden ayıran doğal bir liman şeklindedir. Eski İstanbul’un sınırlarının bittiği yerdir. Bundan dolayı bir çoğu yıkılmış olsa da eski surları keşfederek içinizi açacak bir manzarayı aynı anda yakalayabilirsiniz.
Topkapı Sarayı
Osmanlı’nın 380 yıl boyunca yönetim merkezi olan Topkapı Sarayı, Sarayburnu’nda bulunmaktadır. Fetihten sonra inşa edilmeye başlanan ve 1478 yılında tamamlanan saray başkentin merkezi halindedir. Eski şehrin denize en hakim noktasıdır. Ayrıca eski surlar ve yeni surlarla berbaer şehirden ayrılan bir noktadır. Dolmabhçe Sarayı‘nın inşa edilmesinin ardından devlet yönetimi oraya geçmiştir. 1924 yılında müze haline gelmiş ve içerisinde bulunan kutsal ve normal hazineler sergilenmeye başlanmıştır. Salı günleri temizlik harici her gün 09.00 – 18.00 arası hizmet vermektedir. İftariye köşkünden ve Sarayın en kuzey bölgesinden harika manzaralara şahit olabilirsiniz.
Beykoz Korusu
Beykoz korusu göz alıcı boğaz manzrası ve yeşillik içerisinde bol oksijenle şehirden çok uzaklaşmadan şehirden kaçabileceğiniz bir nokta. İçerisinde sosyal tesislerin bulunmasıyla bu dinginlikte yemek de yiyebilirsiniz. Girişin ücretsiz olmasıyla beraber İstanbul’dan uzaklaşmadan İstanbul’dan kaçabileceğiniz bir yer. Ayrıca yine Beykoz sahilde bulunan Beykoz Sahil Sosyal Tesisleri de bulunmaktadır. İstanbul içinde temiz bir nefes almak için burayı tercih edebilirsiniz.
Aydos Tepesi
Kartal’da bulunan ve İstanbul’un en yüksek tepesi olan Aydos Tepesi Osmanlı döneminde avlanmak için kullanırdı. Tepe ismini Bizans’tan kalan kale yıkıntısından almaktadır. Çevresinde bulunan orman ve gölet ile size temiz bir nefes alma fırsatı sunabilir. Ayrıca mesire alanı olan Aydos tepesinde şehirden uzaklaşmadan piknik yapma fırsatını da elde edebilirsiniz. Mangal yakabileceğiniz, balık tutabileceğiniz ya da sakince çayınızı içebileceğiniz bir yer aydos tepesi. Ayrıca ormanda ve göl çevresinde çeşitli mekanların yanı sıra farklı aktiviteler yapma imkanınız da bulunuyor.
Ortaköy
Belki de İstanbul’da en çok çekilen fotoğraf karesi Ortaköy’de çekilmiştir. İstanbul’u en iyi anlatan fotoğraf karesi de olabilir. Beşiktaş’tan köprüye gitmeye başladığınızda Ortaköy’e ulaşıyorsunuz. Burada Ortaköy Camii ve Şehitler Köprüsü‘nün İstanbul Boğazı ile harmanladığı o muhteşem manzarayı seyredebilirsiniz. Şehrin tam orta yerinde ama şehirden bir o kadar uzak hissedebilirsiniz. Ortaköy’de yapabileceğiniz çok fazla şey var ama bunlardan en meşhuru, kumpir ve waffle yemek olabilir. Ortaköy’de şehrin tam ortasında Boğazın en güzel manzaralarından birini seyredebilirsiniz.
Mihrabat Korusu
Yine Beykoz’da bulunan ve boğaza en güzel noktalardan bakmanızı sağlayan Mihribat Korusu, Anadolu Yakası’nın en huzur dolu noktalarından biri. Kanlıca sırtlarında bulunan koru çevresinde bulunan çam ağaçları ile enfes bir oksijen şöleni ortaya koyuyor. Yürüyüş parkuru, parklar, kafe ve restoranların bulunduğu korunun büyük bir otoparkı da mevcut. Giriş ücretsiz olan Mihribat Korusu’na şahsi aracınızla giderseniz bir otopark ücreti ödemek zorunda kalıyorsunuz. Mihribat Korusu’nda aileniz ile muhteşem manzara eşliğinde güzel bir pazar günü geçirebilirsiniz.
Dolmabahçe Sarayı
Osmanlı döneminde ilerleyen zaman ile birlikte Topkapı Sarayı’nda ikamet bırakıldı. Bunun üzerine Saray ahalisi Beylerbeyi ve Çırağan Saraylarında ikamet etmeye başladı. Sultan Abdülmecit döneminde ise hem misafir ağırlama hem devlet işlerini yürütmek üzerine bir saray inşasına başlandı. Dolmabahçe Sarayı batılı bir mimariye sahip olsa da içerisinde Türk esintileri de barındırıyordu. Boğaza en hakim noktalardan birinde bulunan saray Osmanlı’nın çöküşüyle beraber önemini yitirmiştir. Cumhuriyetin kurulmasıyla beraber başkent Ankara’ya taşınmıştır. Ancak İstanbul’da ağırlanan misafirler ve görülecek devlet işleri burada görüşmeye başlanmıştır. Dolmabahçe Sarayı’nın bizim için en büyük önemi ise Büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK‘ün burada hayata gözlerini yummasıdır. Pazartesi günleri hariç her gün sabah 09.00 – 16.00 saatleri arasında ziyaretçilerini ağırlamaktadır. Hem tarihiminiz en önemli insanını anabileceğiniz hem de güzel mimari ve manzara ile ruhunuzu doyurabileceğiniz bir yer Dolmabahçe Sarayı.
Çengelköy
Anadolu yakasında Boğazı tam karşısına alan Çengelköy genel olarak manzarasına doyum olmayan bir yer. Tarihi simitçisi, börekçisi ile bir çok yiyecek alternatifi sunan çengelköy sahili Kuleli Askeri Lisesi’nin bulunduğu bölgede. Çok lezzetli kokoreçi ve sahile yakın kafeleriyle sizleri İstanbul’a doyuracak bir sahil. Çengelköy’de bulunan Çınaraltı Çay Bahçesi ise buranın en uğrak mekanı. Dışarıdan yiyeceğiniz getirerek çayınızı ve kahvenizi satın alarak dillere destan bir kahvaltı yapabilirsiniz. Ayrıca sadece sabahları değil 7/24 açık olan kahveyi her an ziyaret edebilirsiniz.
İstinye Çay Bahçesi / Lokmacı
Sarıyer’de gürültüden uzak manzara ile iç içe olabileciğiniz bir başka mekansa İstinye Çay Bahçesi. Çengelköy gibi boğazı tam karşısına alan manzarasıyla, şehrin sesinden uzaklaşmak için en ideal yerlerden biri. Manzaraya karşı sıcak çayınızı yudumlarken bir yandan da harika lokmanın tadına bakabilirsiniz.
Kız Kulesi
Kız Kulesi İstanbul’un en gizemli ve en güzel noktalarından biridir. Tarihiyle efsaneleriyle şehrin en önemli sembollerinden biridir. Adına yazılmış efsaneler hikayeler ve şiirler bulunan Kız Kulesi’nden İstanbula bakmak ise bir başkadır. Askeri bir amaçla inşa edilen kule, zamanla restorana dönüşmüştür. Bugün ister çevresinden İstanbul’a bakabileceğiniz ister içerinden İstanbul’u tekrar keşfedebileceğiniz bir anıt haline gelmiştir.
Bonus: İspark Mercan Katlı Otoparkı
Bu yazımıza en ilginç eklenti ise bir otopark. Mercan’da bulunan İspark katlı otoparkı aceleniz olduğunda ya da en beklemediğiniz anda karşınıza çıkıyor. Tarihi yarım adanın en hakim noktalarında yüksek bir bina olan otoparka girdiğiniz anda bunu fark edemiyorsunuz. Ancak ansızın camdan İstanbul çıkıveriyor karşınıza. Bölgede aynı manzarayı seyredebileceğiniz bir çok teras kafe ya da yüksek bina bulunmakta. Ancak arabanızı buraya park ederek mazara keyfiniz biraz da uzatmak mümkün.