Ekim Devrimi (Bolşevik İhtilali) Demir Perdenin Hikayesi
20.Yüzyılı başından sonuna kadar etkileyen Ekim Devrimi Sovyetler Birliği‘nin kurulmasıyla sonuçlanmıştır. Dünyanın başarılı ilk komünist devrimi olan ve sonrasında bütün dünyayı şekillendiren olay, yakın tarihi anlamak için bilinmesi gereken en önemli olaylardan birisidir. Gelin bu yazımızda soğuk savaşta Demir Perde olarak adlandırılan Sovyetler Birliğinin kuruluşunu sağlayan Ekim Devrimi’ni inceleyelim.
Kahrolsun İstibdat Ekmek ve Adalet İstiyoruz
1904-05 yılları arasında gerçekleşen Rus – Japon Savaşı artan yoksulluk halkta çarlığa karşı güvenin azalmasına neden oldu. Artan grevler ve sivil itatsizlik sonucu 1905 devrimi gerçekleşti. Bu devrime göre kişisel özgürlükler arttırılmış, meclis kurulmuş ve seçme ve seçilme hakkı getirilmiştir. Ancak bu demokrasiye geçiş denemesi kısa sürmüş ve 1907 Haziran Darbesi‘yle meclis kapatılmış işçilerin ve köylülerin oy hakkı azaltılmış ve güç yeniden Çar’a devredilmiştir. Rusya’nın I. Dünya Savaşı‘na girmesiyle beraber yoksulluğun daha da artması ve bolşeviklerin savaş karşıtı propagandaları Ekim Devrimi’nin gelişimi hızlandı.
Lenin’in Sahneye Çıkışı
Rusya’da solun başını çeken Vladimir Lenin, 1893 yılından beri devrim için çabalıyordu. Kurduğu İşçi Sınıfının Mücadele Birliği‘nin eylemleri sonucu önce Sibirya’ya sonra da Avrupa’ya sürgün edildi. Yazdıklarıyla ve konuşmalarıyla Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi‘nin önemli bir figürü haline geldi. Ancak devrimci mücadelenin parlementer sisteme tam karşıt olmadığını savunuyordu ki 1905 Devrimi de onu haklı çıkardı. Yaşananların ardından 1906 yılında parti başkanlığına seçildi. I. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla beraber marksist patilerin ülkelerin ulusal savaşlarına destek vermesiyle beraber II. Enternasyonel’den ayrıldı. Savaş boyunca tarafsız kalan İsviçre’de ikamet etti ancak Şubat Devrimi’nden sonra bunların hepsi değişecekti.
1917 Devrimin Ayak Sesleri
1917 yılında başlayan sivil itaatsizlik ve grevlerle, Çarlık’ta kaos hakim oldu. İsyanın büyümesi üzerine Çar, yönetimi kardeşine devrederek tahttan indi. Ancak II. Nikolay‘ın kardeşi Prens Mihail karışıklıktan korkarak görevi devralmadı ve hanedanlık son bulmuş oldu. Siyasi otoritesizlikten yararlanarak mecliste çoğunlukta olan elit kesim ve Çarlık taraftarları, Prens Lvov etrafında geçici bir hükümet kurdu. Fakat halkın desteği bolşeviklerleydi ve bu yönetimde etkili iki farklı kanadı doğurdu. O sırada İsviçre’da bulunan Lenin, işçi haklarında iyileştirme, I. Dünya Savaşı’na devam edilmemesi ve tarım reformu isteklerinin karşılık bulmadığını fark etti. Bunun ardından hiçbir şekilde geçiçi hükümetin desteklenmemesi gerektiği ve gerçek zaferin ancak bütün yönetimin sovyetlerde olduğu zaman gerçekleşeceğini belirtti.
Şubat Devriminden Ekim Devrimine
Şubat Devrimi sonrası geçiçi hükümetin devrimi hazırlayan isteklerin hiçbirini yerine getirmemesinin ardından Lenin İsviçre’den Rusya’ya dönüş yaptı. Lenin Avrupa’da Sosyal Demokratların savaşa destek verdiğini gördükten sonra Partinin adını Komünist Parti olarak değiştirilmesi gerektiği önersini yaptı. 20 Temmuz günü Prens Lvov’un istifası ile başbakanlık Aleksandr Kerenski‘ye geçti. Demoktrat bir ajandayla başa gelen Kerenski tam tersi bir yol izleyerek ülke genelinde Bolşeviklerin tutuklanmasını emretti. Bolşeviklere ait matbaayı kapatarak Pravda gazetesini yasaklattı. Sovyetler’in elinde bulunan Petrograd yönetimin bastırmak için Çarlık ordusu komutanlarından Lavr Kornilov şehre doğru yola çıktı. Kendisinin de alt edileceğini anlayınca Kerenski, Bolşeviklerden yardım istedi ve otoritesini yitirmiş oldu. İşçilerin ve ordu içerisinde bulunan bolşeviklerin direnişi sonucu bu darbe de engellenmiş oldu.
Silahlı Ayaklanma
Kerenski yönetiminden kaçmak için Finlandiya’ya iltica eden Lenin, ülkesine tekrar döndü ve silahlı ayaklanma için plan yapmaya başladı. Ekim ayına gelindiğinde hem darbe bastırılmış hem de geçiçi hükümet olabildiğince zayıflatılmıştı. Ayrıca ülkenin ekonomisinin de kötü olması bolşeviklerin lehine işliyordu. 10 Ekim günü Bolşevik Merkez Komitesi Lenin önderliğinde toğplandı ve silahlı ayaklanma kararı aldı. 24 Ekim 1917 günü çatışmalar başladı. Başkent Petrograd’da başlayan ayaklanma, ordunun da kendilerine destek vermesiyle karşıt güçleri kolayca bertaraf ederk stratejik noktaları ele geçirdi. Jülyen takvime göre 25 Ekim (7 Kasım ) 1917 günü devrimin resmi tarihi oldu. II. Tüm Rusya Sovyetler Kongresi‘nde iktidarın Lenin önderliğindeki Bolşeviklere bırakıldığı ilan edildi.
İç Savaş ve Sovyetler Birliğinin Kurulması
Başa geldikten sonra ülke içerisinde bulunan milletlere kendi kaderini tayin hakkı tanındı. Polonya ve Finlandiya’nın bu kararları kurucu meclis tarafından onaylandı. Kırsalda köylünün aleti orak ve şehirde işçinin aleti çekiç, aynı zamanda 5 kıtada insanları devrime çağıran beş kollu yıldız resmi bayrak haline geldi. Ancak kurucu meclis başa geçtikten sonra çarlık yanlısı olan Beyaz Ordu örgütlendi ve Rusya karşıtı devletlerden de güç alarak Rus İç Savaşı’nın başlamasına neden oldu. 1922 yılında Kızıl Ordu’ya katılımların arttığını gören diğer devletler ülkeden çekildi ve Beyaz Ordu’nun da bertaraf edilmesinin ardından Sovyetler Birliği kuruldu.
İlk İcraatler ve Dünya Genelinde Etkileri
Devrim sonrası ilk icraatler Sosyalist Ekonomik Model çerçevesinde gelişti.
- Tüm bankalar kamulaştırıldı.
- Tüm banka hesapları hazineye aktarıldı.
- Tüm fabrikaların denetimi Sovyetlere geçti.
- Asgari ücrete zam yapıldı ve günlük çalışma süresi 8 saate indirildi.
- Çarlık hükûmetinin bütün dış borçları reddedildi.
- Ülkenin tüm doğal kaynakları millileştirildi.
- Çalışanlara, çocuklara ve çalışamayacak durumda olan yaşlı ve hastalara sosyal güvence sağlandı.
- Çocuk işçi çalıştırılması yasaklandı.
- Kiliselerin mal varlıkları (banka hesapları da dahil) hazineye aktarıldı.
Ekonomik yapılanmanın yanı sıra devrim sonrası hayatımızı bugün dahi şekillendiren olumlu sosyal düzenlemeler de yapıldı.
- Asgari ücrete zam yapıldı ve günlük çalışma süresi 8 saate indirildi.
- İdam cezası kaldırıldı.
- Kilisenin devlet üzerindeki otoritesi kaldırılarak laik bir sistem getirildi.
- Laik bir eğitim sistemi getirilerek kilise-eğitim ilişkisi yasaklandı.
- Din ve inanç özgürlüğü getirildi ve dini propaganda yasaklandı.
- Kadınlara seçme-seçilme hakkı verildi.
- Medeni kanun kabul edilerek, medeni nikâh ve boşanma hakkı yasallaştı.
- Soyluluk unvanları kaldırıldı ve herkes yasalar önünde eşit kabul edildi.
- Eğitim ücretsiz ve mecburi hale getirildi.
Demir Perde ve Perdenin Aralanması
II. Dünya Savaşı sonrasında Doğu Avrupa ve Orta Asya’da Sovyetler Birliği hakimiyetini arttırmıştır. Çin Komünist Devrimi‘nde sonra Doğu Berlin’den Çin’e kadar Sosyalist devletlerden oluşan Doğu Bloğu kurulmuştur. Soğuk savaşın başlaması ve nükleer savaş tehdidi ile beraber Batı Bloğu ile ilişkiler gerilmiştir. Berlin’e duvarın çekilmesinin ardından Batıda ABD önderliğinde NATO ve Avrupa Topluluğu kurulmuştur. Doğuda ise Sovyetler Birliği önderliğinde Karşılıklı Ekonomik Yardımlaşma Konseyi kurulmuş ve Varşova Paktı imzalanmıştır. Avrupa’yı ikiye bölen bu olaylardan sonra batılı ülkelerde Komünist rejimlerin bulunduğu ülkelerin sınırlarına Demir Perde diye hitap edilmeye başlanmıştır. 20.yüzyıl boyu süren nükleer silahlanma yarışı ve uzay yarışının ülke ekonomisini yıpratması ve açık kapitalist ekonomik sistemle rekabet edemeyen Sovyetler Birliği’nde çöküş dönemi başlamıştır. Önce 1989 yılında Berlin duvarının yıkılması ile Avrupa’da Sovyet etkisi azalmıştır. Ardından 25 Aralık 1991 yılında Sovyetler Birliği resmen dağılmıştır.
Neredeyse bir yüzyıl boyunca dünyayı şekillendiren Ekim Devrimi, günümüzde de hala Komünistler tarafından anılıyor. Tüm dünyada işçi haklarının iyileştirilmesi ve sosyal kazanımlarla da hala günümüzü etkilemeye devam ediyor.